2023 SEÇİMLERİNE DOĞRU

BU YAZI 05/02/2022 TARİHİNDE ANTAKYA GAZETESİ’NDE YAYINLANMAK ÜZERE KALEME ALINMIŞTI FAKAT SABAH KARŞI YAŞANAN DEPREM FELAKETİ NEDENİYLE BU YAZI YAYINLANAMADI”

 

Cumhuriyetimizin 100.yılını idrak edeceğimiz ve ikinci yüz yıla adım atacağımız bu süreçte 2023 seçimleri Cumhuriyet tarihimizin en önemli seçimi olacaktır. Adı üzerinde bu seçimler, ülkemizin hangi istikamette yola devam edeceğinin bir tercihi olacaktır.

 

Yüksek enflasyon, Türk Lirasının değer kaybetmesi ve alım gücünün düşmesi, -her ne kadar bu politikanın bilinçli bir şekilde ülkemiz menfaatine yapıldığı dile getirilse de- ülkemizdeki son yıllardaki en büyük sorunlardandır. Gelişmiş ülkelerdeki enflasyon ile bizdeki enflasyon rakamları, çok farklı noktalardadır. Arama motoruna Avrupa ile Türkiye enflasyon diye yazıldığında farkın ne denli büyük olduğu net olarak görülecektir.

 

2023 yılına girerken savaşlar ve bölgesel askeri şiddetler dünyada artarak devam etmekte. İklim krizi hızla büyüyen sorun haline dönüşmekte ve insanlığın, yönetenlerin bu konuyla ilgili samimi bir mücadele ajandası bulunmamakta. Geçtiğimiz yıllarda küresel ısınmadan kaynaklı birçok orman yangını yaşadık. Bu kış mevsim kaymalarının ne kadar şiddetli geçtiğini, kuraklığın tarım ve insanlık için ne denli önemli bir tehlike olduğunu gördük. Bu kriz maalesef günler geçtikçe artarak devam edecek gibi görülmektedir.

 

Dünyada ve ülkemizde insanlık, büyük bir duyarsızlık ve bencillik içinde. Böyle bir ortamda Türkiye seçimlere gidiyor.

 

Altılı Masanın Akıbeti

 

Altılı Masa, Türkiye’de hayal gibi görülen hususları başardı. Öncelikle buna dikkat çekmek lazım ve sürece katkı veren tüm liderlere büyük bir teşekkür edilmeli. Birbirinde çok farlı görüşlere sahip altı siyasi parti, bir masa etrafında toplandı, çok önemli çalışmalara imza attı ve hala görüşmelere devam ediliyor.

 

Fakat ülkemizde önemli bir kesim, Altılı Masanın oluşturduğu metinlere ve çizmek istedikleri Türkiye profiline maalesef odaklanmadı. Bu çalışma grupları çok önemli metinler kaleme aldı ve önemli taahhütlerde bulundu. Bunlar gereken önemi görmedi.

 

Aslında bu görüşmelerin ve oluşturulan metinlerin ne denli mühim olduğunu fark etmek için, okurlardan 32.Gün programının Youtube’dan “Seçim için Kurulan İttifaklar Nasıldı?” başlıklı videosunu izlenmesini tavsiye ederim. Mehmet Ali Birand’ın sunduğu programın konuları olan Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Cem Boyner, Coşkun Kırca, Şevket Kazan, Tunca Toskay gibi liderlerin birbirleri ile nasıl anlaşmazlık içine düştüklerini ve uzlaşı kültüründen ne denli uzakta oldukları bu video izlendiğinde net olarak görülecektir.

 

Benzer tartışmalar, Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller arasında da yaşanmıştı. Birbirlerine yakın olarak kabul edilebilecek iki parti lideri, sanki son derece zıt kutuplardaymış gibi adeta kavga eder halde tartışıyorlardı. Bu tartışma videoları da yine Youtube’da mevcuttur.

 

İnsanlar, sadece “Altılı Masanın Cumhurbaşkanı adayı kim olacak” sorusuna odaklandı. Bu konunun tartışılmadığı her toplantı, birçoklarınca “gereksiz” olarak gösterildi ve bir kısım gruplar da bu algıyı bilinçli olarak oluşturmak istediler. Oysaki şahsen benim için mühim olan, daha çok “nasıl, hangi ilkeler ışığında” ülkemin yönetileceği hususudur.

 

14 Mayıs 2023’ün seçim günü olarak belirlendiği kabul edilirse, Altılı Masanın Cumhurbaşkanı adayını bir an evvel açıklaması gerekmektedir. Toplumun beklentisi budur ve bu beklentiye karşı daha fazla karşı koymanın bir anlamı olamaz.

 

Bir parantezi de yeri gelmişken Altılı Masanın dağılmasını isteyenler ve bu risk için açmak isterim. Bilhassa İyi Parti ve CHP arasında son günlerde hayli sert tartışmalar yapılmakta. Bu sert ve sığ tartışmaların kamuoyu önünde yapılması, Altılı Masanın selameti için hiç de iyi değildir. Hele ki milletvekilleri ve partilerin üst düzey yöneticilerinin bu tartışmaları kamuoyu önünde, Twitter’da yapmasına hiçbir anlam veremiyorum. Sanki bu kişiler, bu şiddetli kavgaları bu ortamlarda yaparak masanın dağılması için çaba sarf ediyorlarmış gibime geliyor. Bu süreci de hayli ilgiyle takip etmekteyim.

 

Beklentiler

 

Artık toplumda bir yenilik arayışı mevcut. İlk kez oy kullanacak Z kuşağı, bu beklentisi ile oy tercihlerinde seçimin kaderini belirleyecektir.

 

Hem Z kuşağında, hem de toplumun diğer kesimlerinde “yeni, genç, başarılı” profillere rağbet olduğunu gözlemliyoruz.

 

Bilhassa milletvekilliği listelerinde bu beklentileri karşılayan ve değişime ayak uydurabilen partilerin bir adım öne geçebileceği kanaatindeyim. Süreç ilerledikçe beklentiler ve tercihler daha net olarak şekillenebilecektir.

Bekir Atahan